Tuesday, January 31, 2012

Seyir Evresi 16. Gün (PP)


Hafta sonu yaptığım kaçamaktan sonra 1kg almışım hemen. Kaçamak dediğim de bir tabak nohut yemiştim. Bu diyette kesinlikle listeden sapılmamalı. Zaten kitapta da bundan bahsediyor. Kitap, diyet dışındaki ürünlerden yememek için protein ve sınırlı ürünlerden yiyerek tok kalmayı öneriyor. Tabi abartıya kaçmadan. Bunu görmem de benim için iyi oldu. İrademe sahip olmalıyım. Diyet bittiğinde istediğim kiloda olmak istiyorsam tabi ki:) Neyse ki bu sabah aldığım kiloyu verdiği gördüm ve rahatladım. Çabalarım boşuna gitmesin :)

Akşam menüm henüz belli olmasa da şimdiye kadar yediklerimden bahsedeyim.

Sabah : Lorlu omlet
Ara : Kaşar
Öğle : Dukan'ın kitabında tarifini verdiği yulaf ezmesi ile yapılan bir çeşit pankek ve yoğurt
Ara : Süt ve kaşar
Akşam : ?

Seyir Evresi 15. Gün (SP)


Sabah : 1 haşlanmış yumurta
Ara : Az yağlı kaşar dilimleri
Öğle : Haşlanmış et ve 2 kase cacık
Ara : 2 kaşık yulaf ezmesi ile yoğurt
Akşam : Fırında tavuk, haşlanmış karnıbahar

Aslında tuzlu olduğu için peynir çok tercih edilmemeliymiş. Ancak alternatif fazla olmayınca yiyorum :) Bu dönemde sebze tadı bana garip geliyor. Hormonlu diye yememeye çalışıyorum. Sanırım havalar düzelince daha rahat sebze yiyebilirim.

Sunday, January 29, 2012

Seyir Evresi 14. Gün (PP)


13. günü atladığım için kendime kızsam da böyle bir ara vermek rahatlatmadı da değil :) Bugün normal rutinime döndüm. Bundan sonra kaçamak yok :) Menümü akşam yazmayı planlıyorum. Şimdilik kendime byes ;)

Friday, January 27, 2012

Seyir Evresi 12 gün (PP)


Sabah : 2 haşlanmış yumurta
Ara : 2 kaşık yulaf kepeği ile yoğurt
Öğle : Ton balığı ve lor peyniri
Ara : yoğurt
Akşam : ?

Dun tartıldığımda 70'e cok yakındım. 15 gunde 3 kg vermek inanılmazdı. İlk bir kaç gün biraz halsiz hissetsem de şu anda böyle bir sorunum olmuyor :) Sebze günleri olduğu için bir sıkıntı yaşamıyorum. İnşallah böyle devam ederim :)

Seyir Evresi 11 gün (SP)


Sabah : 1 yumurta
Öğle : 2 köfte, karnıbahar yemeği
Ara : yoğurt
Akşam : 7 köfte ve salata

Wednesday, January 25, 2012

Seyir Evresi 10 gün (PP)


Sabah : 1 yumurta, lor peyniri
Ara : yoğurt ve yağsız kaşar
Öğle : Et kavurması
Ara : 2kaşık yulaf kepeği ile yoğurt
Akşam : ?

Seyir Evresi 9 gün (SP)


Sabah : 1 yumurta, lor peyniri
Ara : yoğurt
Öğle : Kıymalı karnıbahar
Ara : yoğurtlu brokoli haşlaması
Akşam : Et sote


Monday, January 23, 2012

Seyir Evresi 8. Gün (PP)


Sabah : 1 tane haşlanmış yumurta ve lor peynir
Ara : 1 kutu yoğurt
Öğle : Tavuk ve 1 kutu yoğurt
Ara : lor peyniri ve 1 kutu light süt
Akşam : tavuk ve yoğurt


Sunday, January 22, 2012

Seyir Evresi 7. Gün (SP)


Sabah : 1 yumurta ve lor ile yapılmış omlet
Ara : peynir
Öğle : yoğurtlu brokoli
Ara : peynir
Akşam : tavuk sote
Ara : süt

Saturday, January 21, 2012

Seyir Evresi 6. Gün (PP)


Sabah : 2 yumurta ve lor peyniri ile yapılmış omlet
Ara : 1 küçük kutu yoğurt
Öğle : 1 kutu yağı süzülmüş ton balığı
Ara : 1 dilim kaşar
Akşam : Fırında balık
Ara : Süt ile 2 kaşık yulaf kepeği

Friday, January 20, 2012

Seyir Evresi 5. Gün (SP)


Sabah : 3 dilim kaşar, salam, salatalık
Ara : 1kutu sütle 2 kaşık yulaf kepeği
Öğle : 1 küçük kutu yoğurt, tavuk sac kavurma ve 6 kaşık bamya yemeği
Ara : Salata, yoğurt
Akşam : Tavuk, yoğurt, 2 kaşık fasulye yemeği

Salam konusuna gelince Seda arkadaşım elimdeki bitince yemeyeceğim söz :). Gelecek hafta daha geniş bir menü oluştursam iyi olacak. Bu diyeti tek başına yaptığım için kendime yönelik hazırladıklarımı biraz çok yapmışım. O nedenle bu hafta bamya ve fasulye arasında gittim geldim. Çalışan bir kadın olunca da devamlı yemek yapmak zoruma gidiyor. Neyse sağlıklı ! bir şekilde kilomu vereyim sorun değil gerisi...

Word of the Day-17


inquiry [
noun (QUESTION) ]
sorgu, anket, araştırma, bahis, danışma, sondaj

- (the process of asking) a question
  • I've been making inquiries about/into the cost of a round-the-world ticket.
  • (Formal) Inquiry into the matter is pointless - no one will tell you anything.
inquiry [noun (PROCESS)]
an official process to discover the facts about something bad that has happened
  • a judicial inquiry
  • Citizens have demanded a full inquiry into the government's handling of the epidemic.
inquire after sb
to ask for information about someone, especially about their health, in order to be polite
  • She inquired after his grandfather's health.
inquire into sth
to try to discover the facts about something
  • When the authorities inquired into his background, they found he had a criminal record.
inquire within
written on a notice on a building, meaning that information can be found inside
  • Saturday staff needed - Inquire within.
inquiring
(of someone's behaviour) always wanting to learn new things, or (of someone's expression) wanting to know something
  • You have a very inquiring mind, don't you?
  • He gave her an inquiring look.
inquiringly [ adverb]
  • She looked at her mother inquiringly.

Seyir Evresi 4. Gün (PP)


Sabah : 2 haşlanmış yumurta
Ara : 1 bardak süt, 2 dilim salam
Öğle : 1 parça but, 1 kutu yoğurt, lor peyniri
Ara : 1 kutu süt, 1 kutu yağı süzülmüş ton balığı (aslında bu şekilde balık yemek önerilmiyor ancak elimde olanlarla yapmaya çalıyorum bazen)
Akşam : 6 köfte, 5 parça tavuk kanadı

Yediklerim gittikçe artıyor mu bana mı öyle geliyor :) Bu arada bacaklarımda hafif kasılmalar oluyor. Bunu da günde bir maden suyu içerek atlattım. Vitamin de alıyorum. Sanırım şimdilik iyi gidiyorum. Dün regl olacağımdan sanırım 1 tane kurabiye (avuç içi kadar) yedim. Kabul ediyorum. Ama ilginçtir canım tatlı çekmiyor. Yani eskisi kadar çekmiyor. Ama buna da şükür ;) Pazartesini iple çekiyorum. Her türlü yiyeceğe saldırmıyorum ki eve gelince elma, portakal ve yaptığım yiyeceklerin tadına bakacağım diye atıştırılanlar... Bu kadar kilo almama sebep oldu. Yılbaşında bana ait fotolardan dolayı sanırım durmam gereken nokta bu dedim. Ordan burdan fışkıran yağlarım gözüme sonunda göründüler. Bu durum en azından motive olmamı sağladı :) Böyle devam et kızım ;) kim tutar seni...

Wednesday, January 18, 2012

Defending the Stradivarius


Lovers of the much-revered Italian Stradivarius violins have dismissed news that they may not be as good as modern violins. The results of a test in the US have shown that most players prefer the sound of a new instrument.

For generations, lovers of classical music have believed that when it comes to the violin, there is nothing finer than the sound of a Stradivarius. But research in America has challenged the mystique surrounding the famous old instruments.

Tests involving more than 20 professional violinists were conducted in a hotel in Indiana. The violinists were made to wear goggles that blinded them.

They couldn't tell whether they were playing an antique Stradivarius, or a brand new instrument. And most of the musicians decided that theyliked the new ones best.

But they've been unimpressed by this in a place called Cremona, thehome town of the Stradivarius violin. At the instrument museum there, a spokesman said the American survey was no more than "media hype".

He said that for hundreds of years the world of music had recognised the quality of the Stradivarius.

Alan Johnston

Dinleyin


when it comes to (something)

söz konusu (bir şey) olunca, (bir şey) denince

has challenged

doğruluğunu tartışmak, tartışmaya açmak; meydan okumak

mystique

esrarlı hava, gizem; bir şey ya da kişiyi özel ya da ilginç kılan esrarlı özellik

goggles

koruyucu gözlük; gözleri koruyan büyük gözlük

brand new

yepyeni, hiç kullanılmamış

liked the new ones best

en çok yenilerini beğenmek, yenilerini tercih etmek

unimpressed by (something)

(birşeyden) etkilenmemek; (birşeyin) hayranlık ya da takdir kazanmaması

home town

memleket, bir kişi ya da nesnenin köklerinin dayandığı yer

media hype

medyanın abartması, bir konunun öneminin basın yayın kuruluşlarınca abartılmış olması

recognised

kabul etmek, doğruluğuna katılmak, (o şekilde) tanımak


Link : http://www.bbc.co.uk/turkce/ingilizce_dersleri/2012/01/120116_le_stradivarius.shtml

Seyir Evresi - 3. gün (SP)


Sabah : Bir tane haşlanmış yumurta, bir salatalık, bir domates
Ara : 2 dilim yağsız kaşar ve bir bardak yağsız süt
Öğle : 7-8 kaşık fasulye yemeği, 3 köfte, bir kutu ayran
Ara : 2 dilim hindi salam, bir kutu activia yoğurt
Akşam : 1 adet but, bamya yemeği ve yoğurt

Tuesday, January 17, 2012

Seyir Evresi 2. Gün (PP)

Burada diyetle ilgili menülerimi ve yaşadıklarımı paylaşmam beni motive ediyor. Ayrıca hangi gündeydim, ne yapıyorum, ne yapacağım gibi sorularım için cevapları takip etmemi sağlıyor. Bu defa pes etmek yok :) Bugünkü menümse şöyleydi:

Sabah : Lor peyniri ile yapılmış 2 yumurtalı omlet
Ara : Bir bardak az yağlı süt
Öğle : İki tavuk budu (fırında)
Ara : İki dilim kaşar, 2 dilim hindi salam
Ara : Bir adet activia yoğurt (2 tatlı kaşığı yulaf kepeği ile)
Akşam : 5 adet köfte, bir kase yoğurt
Ara : Bu kadar aradan sonra bu araya gerek yok :)))


Monday, January 16, 2012

Word of the Day-16


considerable

hatırı sayılır derecede, hayli, kaydadeğer, oldukça, önemli, büyük

large or of noticeable importance

The fire caused considerable damage to the church.


considerably (significantly)

bir hayli, çok, epeyce, oldukça

He's considerably fatter than he was when I knew him.


attentive

dikkatli, özenli, dikkat eden, dikkatle izleyen, ince, kibar, nazik

listening carefulluy

an attentive audience


attentively

dikkatlice



Atak Evresi Bitti - Seyir Evresi 1. Gün (SP)


Atak evresi bitti. Şükür... Ancak dün akşam dayanamayıp bir küçük elma ve 2 kuru kayısı yedim. Utanıyorum kendimden :( . Sabah tartıldığımda 1.2kg vermişim. Normalde 1.4kg vermeliydim. Demek ki boğazıma dur demeliyim. Bu hafta ufak ufak egzersizlere başlayacağım. Ancak tamamen güçten düşmemek için çok yapmayacağım. Çünkü haftaya tez izleme kuruluna gireceğim. Bu aşamada hasta olmasam iyi olur. Sonrasında spora devam :) Bugünkü menümü şu şekilde belirledim :

Sabah : 1 rafadan yumurta, bir dilim az yağlı kaşar, 1 domates, 1 salatalık, 1bardak şekersiz çay
Ara : 1 kutu yağsız süt
Öğle : 4 adet köfte, 8 kaşık az yağlı bamya, 1 kutu ayran
Ara : 1 kutu küçük yoğurt, 2 dilim hindi salam
Akşam : henüz belli değil :)

Bu arada az önce iyi ki okula gelmişim dedim. Çünkü sabah "Ya boşver okulda bugün yapacaklarını evde yaparsın. Okulla ilgili bir işin yok ki " dedim kendi kendime. Son anda vazgeçip servise koşturdum. İyi ki gelmişim. Gözümden kaçan bir gözetmenliğim varmış :(((. Her zaman bu kadar şanslı olamayabilirim. Neden bu kadar dikkatsizim ben ya :(

Not: Akşam yemeğinde 3 adet tavuk budu yedim :) Aslinda bu diyette tavuk budu yenmiyor ama eldeki menü buydu maalesef ;)

Sunday, January 15, 2012

Atak Evresi-4.gün


Biraz zorlandım diğer günlere göre. Yarın tartıyı görünce sevineceğim sanırım. 2 ay önce yaptığım bir diyette yarım kilo dahi verememiştim. Bu diyet oldukça güzel kilo verdiriyor demişlerdi de hadi canım demiştim :))) Doğruymuş. Önemli olan bu kiloları vermek değil, sonrasında almamak :)) Seyir evresi için bu haftaki hazırlıklarımı yaptım. Bugün yediklerime gelecek olursak:

Sabah : 2 yumurta+peynir ve hindi salamından yapılmış omlet
Ara : Activia yoğurt
Öğle : 2-3 dilim hindi salam, 1 uzun sosis, 2 dilim peynir
Ara : 1 kutu küçük yağsız süt
Akşam : 5-6 tane köfte (henüz yemedim, ancak akşama hazır.)
Ara : 2 kaşık yulaf kepeği katılmış 1 kutu küçük yağsız yoğurt

Ancak bugün daha fazla acıktığım için peynir ve salam yedim. Pişmanım ama ne yapayım? Elim ayağım titredi :) Bol bol su içmeyi unutmuyorum bu arada...


Diyet Günlüğü-3


Bugün diyet daha rahat geçti benim için. Evde olduğumdan sanırım. Ancak biraz sinirliyim. Beklenen bir etki :) Yediklerime gelecek olursak :

Sabah : Tavada yağsız yumurta ve peynir
Ara : Bir kase yoğurt
Öğlen : Yağsız kavrulmuş tavuk
Ara : Bir tane uzun sosis ve peynir
Akşam : Fırında balık (levrek)
Ara : Bir kasede 2 kaşık yulaf kepeği ile süt

Atak evresi yarın bitiyor. Pazartesi sabah kaç kilo oldum çok merak ediyorum :))) Umarım bu diyeti sonuna kadar götürebilirim.


Saturday, January 14, 2012

Diyet Günlüğü-2


Dün yazamadım ne yaptım ne yedim. Şimdi ekliyorum :)

Sabah : 2 yumurta, 1 küçük kutu yağsız süt
Ara : 1 küçük paket yağsız yoğurt+1kaşık yulaf kepeği
Öğle : Yağsız kavurlmuş tavuk
Ara : 1 küçük paket yağsız yoğurt+1kaşık yulaf kepeği
Akşam : 6 köfte, 1 kutu ayran

Bu sefer azimliyim. Umarım hasta olmam. Bu dönemde başlamam biraz riskliydi soğuk havadan dolayı ama kilolar iyice alıp başını gitmesin dedim. Yoksa yakalayamayacaktım :) Bu nedenle vitamin de alıyorum.

Çevremdeki bazı kişilere de söyledim. Eğer kilo veremezsem rezil olma durumunu da ekledim diyete. Sadık kalmam için iyi motivasyon olacak. Veremezsem değil tabi ki :) Kocişin diline düşmeyim de ne olursa olsun...


Thursday, January 12, 2012

Word of the Day-15


reluctant

isteksiz, tereddütlü, gönülsüz

not willing to do something and therefore slow to do it

[+ to infinitive] I was having such a good time I was reluctant to leave.
Many parents feel reluctant to talk openly with their children.
She persuaded her reluctant husband to take a trip to Florida with her.

reluctantly adverb

She reluctantly agreed to step down as managing director.

Diyet Günlüğü

Sonunda bana da diyet yolları gözüktü. Yemek kısmak ve arada spor yapmakla bu sorunu çözemeyeceğimi farkettim. Ciddi bir diyet ve düzenli spor yapmaya bugün itibariyle başlamış bulunuyorum. Epeyce araştırarak Dukan diyeti yapmaya karar verdim. Birçok kişi oldukça memnun. Kitabı da bir iki gün içinde alacağım. Umarım bu defa işe yarar. Şimdiye kadar sorun etmemiştim. Ancak giyecek bir şey bulamıyorum ve kilo vereceğim umuduyla yeni şeyler almaktan uzak duruyorum. Yakında çıplak kalacağım :))))) Kocişin laf çarpmalarından da usandım artık :))) . Kilo 73, hedef 63. Bu sefer çok kararlıyım :)))) Gelişmeleri an be an yazacağım.

Kahvaltı : tavada yağsız yumurta, bir dilim peynir
Ara : 1 paket küçük yağsız yoğurt
Öğle : Yağsız tavuk kavurma
Ara : 1 paket küçük yağsız yoğurt
Akşam : Yağsız tavuk kavurma(henüz yemedim ama yemek hazır :))) )

Wednesday, January 11, 2012

Word of the Day-14


settle down

"It took a while after the baby was born for things to settle down again.
" They put up their tents and settled down for the night.

1

sakin olmak

2

yuva kurmak fiil

3

yerleşmek

4

durulmak

5

uslanmak

6

çöreklenmek

7

yerleştirmek

8

demir atmak fiil

9

kurulmak

10

yola gelmek

11

sakinleşmek

12

to kendini (bir işe) vermek, (bir işi) cidden yapmaya başlamak. 5

13

rahat bir şekilde oturmak

14

yerleş

15

1- yerleşmek , oturmak , kurulmak 2- bir yerde yerleşmek Fiili Deyim

16

rahatça oturmak. settle down to sth. kendini bir şeye vermek,

zihnini bir noktaya toplamak deyim

17

evlenip durulmak deyim

18

settle down to

dikkatini vermek

19

settle down to

koyulmak

20

settle down to

kendini vermek

21

settle down to

kendini adamak

22

settle down to

kendini (bir işe) vermek

23

settle s.o. down

birini sakinleştirmek

24

settle s.o. down

in birini (rahat bir yere) oturtmak

25

settle someone down

birini uslandırmak

26

settle someone down

birini yola getirmek



27

To become quiet and calm after a period of restlessness

28

To establish a settled lifestyle, and especially to marry

29

When someone settles down, they start living a quiet

life in one place, especially when they get married or buy a house.

One day I'll want to settle down and have a family

Before she settled down in Portugal, she had run her own

antiques shop in London

30

become quiet or calm, especially after a state of agitation;

"After the fight both men need to cool off ";

"It took a while after the baby was born for things to settle down

again "

31

become settled or established and stable in one's residence or life style;

"He finally settled down"

32

If you settle down for the night, you get ready to lie down and sleep.

They put up their tents and settled down for the night

33

If a situation or a person that has been going through a lot of

problems or changes settles down, they become calm.

It'd be fun, after the situation in Europe settles down,

to take a trip over to France

34

If you settle down to do something or to something,

you prepare to do it and concentrate on it.

He got his coffee, came back and settled down to listen

They settled down to some serious work

35

stay in one place; adopt a more regular secure lifestyle;

become established; calm down fiil

36

settle into a position, usually on a surface or ground;

"dust settled on the roofs"